85 milyonun yüreğini yakan asrın felaketi ni yaşamaktayız 2 dakika da yok olan hayatlar dümdüz olan şehirler mucize kurtuluşlara tarifi olmayan acılara bir millet olarak yardımlaşmaya aynı zamanda büyük dersler çıkarmamız gereken en küçüğümüzden büyüğüne kadar şapkasını önüne koyup hayatı, kendini sorguladığı zamanları yaşamaktayız ve tanıklık etmekteyiz.
Sahadaki acıların zorlukların aksaklıkların imkansızlıkların her ne kadar tarifi olmasa da yaşıyor mus gibi hissederek yüreklerimizde sızısını yaşamaktayız. Devletimiz ve milletimiz elele vererek bu enkaz hayatları tamir edecek kimisini tamir etmeye çalışacak ama izi hep kalacak şu zamanda kurtarma çalışmalarından tutun barınma, sağlık, gıda, yaşamsal tüm ihtiyaçlara ilgili eksikliklerini hayatları fedakarlıkları insanlığımı vicdanımı kaybetmiş davranışlarda bulunanları ülkemizin tüm yayın kuruluşlarında sosyal medyada, tüm platformlarda dize getirebilmektedir. Ben daha çok bundan sonrasıyla ilgili konulara değinmek istiyorum millet ve devlet olarak kendimizi sorgulamamızın bunun da somut olarak değişimlere dönüşmesi gerekmektedir şarttır.

Bizler kadere iman etmiş bu imanla şereflendirilmiş bir milletiz bu iman gücüyle Allah celle celalühu buyurduğu üzere yeryüzünün inşası İçin halifesi olan insan doğru şekilde biz Müslüman bu Millet haddi aşmadan tüm tedbirleri alarak tevekkülü Allah diyerek inşa edersek milletçe kaderimizde olan bu imtihanları daha az hasarlarla çok iyi dersler çıkararak geçirebiliriz. Bununda en önemli ilk adımı Üstad necip Fazılın İdeolocya örgüsünden ana hatlarıyla ortaya koyduğu İslam inkılâbının gerçekleştirmek bu şuuru oluşturmaktır bunuda en ücra köylerden başlayarak metropollerimizdeki en ücra mahallelere kadar tüm nesilleri eğiterek başlamak gerekmektedir o zaman ilim de, bilimde tam anlamıyla idrak etmiş ruh derinliğine ulaşmış bir toplum oluşturmak lazım. Toplumun tüm sınıfları bu inkilap doğrultusunda. Bir millet olma şuuru oluşturuldu mu başarıdan söz edilebilir.
O zaman biz Japonların, Amerikalıların, Avrupalıların başarılarından tekniklerinden değilde onlar bizim ilmimizle bilmemizle geliştirdiğimiz tekniklerimizi başarılarımızı konuşurlar. Felaketin ilk gününden belli yabancı milletlerin depremle ilgili geliştirdiği tekniklerden bahsedilmekte özellikle japon halkının başarıları öne çıkarılmakta, halen bu kadar başarılılar diye kimse tam anlamıyla sorgulamakta Materyalist Olarak madde odaklı bakışla yorumlanmaktadır.

İşin aslıysa işi ehline verip tam anlamda inanmış ruh derinliğine ulaşmış disiplinli bir şekilde idrakleri doğrultusunda millet olmaları başarıyı Getirmektedir. İlimde bilimde bahçeden Allah cc dir. Biz Müslüman alemi tam anlamıyla şuurlu İslam inkılâbının Ruhi derinliğine erişmiş nesillerle başarıya varabiliriz aksi takdirde devletimizin ve milletimizin tüm çabalarıyla ekonomik anlamla tüm SORUNLAR çözülse de yeniden konutlar inşa edilerek kentler ekonomik olarak ihya edilip ayağa kaldırılarak Metropolleştirseler bile nesiller boyunca ilimde bilimde tam anlamıyla kavrayamamış başka milletleri taklit ederek yerimizde sayıklayarak kalırız.
Her ne kadar yaralarımız acılarımız çok taze iken bile felaketin ilk gününden beri tüm yayın kuruluşlarında imar izinleri müteahhitlerin uygun olmayan malzemeler kullanmaları yerel yönetimlerden merkezi yönetime kadar yapılmayan denetimler mevzuat dışı izinler vs vs. Bir çok eleştiriler tesisler dile getirilmekte ki daha çok çok uzun süre bu konular konuşulacak ama asıl işin Özü liyâkatli Ehl olmayan kişilerin hak etmediği yerlere getirip manevi Ruhi derinliğe erişememiş eğitilmemiş nefsine Esir olmuş günlük çıkar peşindeki kişilerin iş görme ve karar merciilerinden görevlendirilmeleridir.

Topyekün ülke olarak kaideleri kurallar ilimle bilimle belirlenmiş İslam inkılâbının doğrultusunda düzen inşa etmedik mi bu felaket unutulup yaralar kabuk bağlar da mı hiçbir şeyi idrak edemeyerek aynı çarpık düzen devam eder, daha önceki felak etlerde değişmediği gibi örneğin elazığ, Van, İzmir, Marmara Ve çeşitli tüm felaketlerdeki gibi. Siyasi rantlar bol sıfırlı dövizli ihaleler ne hakka ve halka hizmet etme yerler (HAŞA) cennetten bir köşe vaatlerinle sayılmaya çalışılan sırf günlük dünyevi menfaatleri için haddi açtıkları brand çarkı devam eder. Son olarak milletçe yaşamış olduğumuz bu felak ette ki imtihanımız da yaşanan Allah cc tarafından bahsedilen mucize diye adlandırabileceğiniz bir çok kurtuluş hadiseleri vardır en Kazlardan kurtarılan kişilerin özellikle çocukların yaşamış oldukları hadiseleri anlattıklarında tarifi mümkün olmayan kelimelerin Kifayetsiz kaldığı duyguları Yaşamışızdır. Yaşıyoruz da bu kişilerle Röportaj yapılarak bölgeselleştirilip gelecek nesillerimizde oluşması gereken ruhçuluğun sağlanması için eğitim amaçlı kullanılmalıdır. Çağımızın robotlaşmış beyni yıkanmış varoluş amacını kavrayamamış olanı da yitirmiş batıl tarafından materyalist anlayışıyla kuşatılmış küllerinden dolmayı bekleyen milletimizin Ruhi Buhranına bir nebze de olsa ilaç olacaktır.
06.2.2023 tarihi 04.10 7 saat tarihinin yeniden dirilişimizin miladı olması dileklerimizle.
Hakkı rahmetine kavuşan ahrette göçen ümmeti Muhammete Allah’tan rahmet diler acılı ailelerine baş sağlığı sabırlar, yaralılara acil şifalar dilerim.
“Geçmiş olsun güzel yurdumun güzel insanları”
EMRAH SAĞLIK