UĞUR GÜVEN

YENİ DÖNEM TOPLUM MODELİ

Yeni dönemde insanoğlunun ve insan kızının yaşama modeli kişinin kendi öz kültüründen uzak konformist, popülist ve açık ara egoizmin merkezini yaşamaktadır. Ahlaki kuralları yaşama da zorluk çekebilen fıtrat olgusunu kendisine göre yorumlayan bencil bir toplum modeli oluşturuldu. Bu toplum modeline verilen kimlik “özgür” olma, özgürlükçü ve her şeyin kendisine verilmiş bir haktır, zihniyetini yaşatan suni bir popülist modeldir. Milenyum çağı diye adlandırılan yeni dönem sloganını, maalesef ki Toplumsal deformasyon, ortamsal parçalanmayı ve Ailesel şuuru yitirmeyi hedeflemiştir. Bunun baş mimarisi ve patronu “Kapitalist “düzen ve sanatçı şablondur.

Ahlaki değerlerin kayboluşunun ana merkezi TikTok’uların ve benzer dijital haberleşme platformlarının gelişmesi ve yaygınlaşması ile toplumların yoldan çıkması başarılı bir şekilde sağlanmış oldu. Hz.Muhammed (s.a.v) Kendi yaşadığı tarihten kürtçe kırna 14 da diye adlandırılan yani her bir kırnanın 100.yıl olarak hesaplandığında Buda 20.Y.Y tekabül ettiği ve ALLAH Resul’ünün öngörüsünün mükemmel bir hakikati ve gerçeği ortaya koyduğuda aşikardır.

Böyle bir durumda kişinin kendini koruma zırhı delinmiştir. Yani nefsi, irfan kaybolmuştur. Ahlak betonlaşması parçalanmış, bir karanlık yola evrilmiştir. Savaşların yoğun, insan ölümlerinin basit ve demogratif yapıların hızlı bir şekilde değişmesini isteyen budala beyinlerin gönüllü esirleri haline geldi. Toplum yaşam biçimi fiziksel, düşünsel ( fiziksel üretebilme) yetisini kaybetmiştir. At gözlüğü takıp sadece toz pembe bir filmi canlandıran, birer figüran ve navigasyon misali her yolu mübah Sayan bir toplum algısı yaratıldı. Şimdiki “Tanrı bilinci”ni aşılayan “Tanrı” paradır prodigmasını insanların beynine hızlı bir şekilde nüfus ettiren, köhne bir yapının esiri haline geldi, toplumlar. Her zaman savaş halinde olan iyilik ve kötülük kazananı da maalesef kötülük oldu.

GÜVEN UĞUR

Kötü algı, toplumların ahlaki düzenini bozan ve buna karşı insanların daha da karanlığa gömülmesi de işler acısıdır. Yeni Dünya düzeninde insanların tek tipleşmesi gelecekteki nesillere bırakacağı düzen, kırık ayna ütopyası hayal kırıklığı olacaktır. İnsan toplum aynası değil, insan kötü doğurma mekanizması haline gelecektir. Yani İsrafil’in üflemesine gerek kalmadan , Kıyameti koparan bir zihniyet modeli oluşturacak. Özenti her insanın hayatında boy gösterip, kopyasıymış gibi birbirini kopyala yapıştır, maksadı oluşturulmuştur. Kendisiymiş gibi zannedip aslında bir kumanda ile yön veriyor ve her yöne istekli bir şekilde koyulabilen sürü psikolojisi oluşturuldu, bağnaz anlayış bir elektrik ( parça, parça) düşünceler, serpiştirildi toplum inine.

Toplumların ve bizim bu mekanizma karşısındaki duruşumuz nasıl olmalı. Ailesel temel taşının anne, babaya düşen ailede iyi bir ahlak sevginin, saygının yoğun bir şekilde nüfuz etmesi, tarihini, dini inançlarını, etnik, kültür, folklorik, sanatsal manevi bağı güçlü tutulması ve bu şekilde kapitalizmin panzehri üretilmiş olacaktır. Böyle bir dönemde muhafaza kasamız ilki, ve ALLAH’a yakın fena fillah olmaktır.

23.12.2023

UĞUR GÜVEN

www.musabyasirozen.com.tr

Vebayla Cezalandırılan Hayvanlar

Vebayla Cezalandırılan Hayvanlar

Tanrı öfkesini günahkar dünyaya belirtmek için korkunç bir salgın gönderdi. Cehennemde doldurulan küçük zehir şişeleri her hayvanın üzerine düştü. Hepsi ölmemişti, ama ölüme yakın bir şekilde yatıyorlardı, ve hiçbiri sönmekte olan hayat ateşini yeniden canlandıracak yakıtı aramıyordu artık. Hiçbir yiyecek arzu uyandırmıyordu; Kurtlarla tilkiler zararsız hayvanları avlamak için dolanıp durmuyorlardı: Kumru kumruyla birleşmiyordu, çünkü aşk ve neşe uçup gitmişti. Hayvanlar kralı aslan şunları söyledi; “Sevgili dostlarım, biz günahkarlara bu belayı vermenin Tanrı’nın yüksek amacı olduğundan kuşku duymuyorum. İçimizden en fazla günahkar olanı seçip geri kalanları kurtarmasına izin verelim, çünkü tarih bize öğretmiştir ki bu tür krizler de kurbanlar vermeliyiz. Gözümüzü açarak acımasız bir şekilde vicdanlarımıza bakalım. Hatırladığım kadarıyla açgözlü susturmak için bana hiçbir zaman olmayan kuzularla kendime ziyafet çektim, hatta çoban böreği de yediğim bilinir. O halde eğer gerekirse ben ölürüm. Ama diğerlerini de kendi günahlarına atıp çıkmaları gerektiğini düşünüyorum. En günahkar olanı bulmak için herkezin elinden geleni yapması en adil olanıdır.

Efendimiz, siz çok iyi bir kralsınız,” diye söze başladı tilki. Bu kuruntularınız çok nazik bence kuzuları, yani o saygısız ve kaba sürüyü yemek günah mı? Yoo, efendimiz, böyle bir grubun sizin tarafınızdan gelmesi iyi bir şey; Çobanlar için, başlarına gelen her şeyin en kötüsünü hak ettiklerini söyleyebiliriz,” diye konuştu ve Yaltakçı alkışlar yükseldi. Bu arada kimse affedilmez suçlar işleyen kaplan, ayı ve diğer göze çarpan hayvanlara bakmaya cesaret edemiyordu. Her biri bir azizdir. Sonra merkep çıkıp şunları söyledi; “Bir keresinde manastırın bahçesine girip, açgözlülükle hiç hakkım olmayan çimenlerden yedigimi hatırlıyorum”. Hepsi hemen merkep için ağlamaya başladı. Kitap bilgisine dayanan kurt hayvanların neden oldukları kötü durumların sonucuna katlanmaları gerektiğini söyledi. merkebin darağacı için uygun olduğunu düşündüler. Bir başkasının çimenine el koymak en büyük rezilliktir! Ölüm ancak ölümü böylesine çirkin bir suçun cezası olabilirdi.

Fontaine’in En İyi Masallarından

Jean de La Fantaine, 1621-1695

Musab Yasir Özen

                                                                                              www.musabyasirozen.com.tr

error: İçerik korunuyor !!!