Şehir

HAYALİMDEKİ ŞEHİR

Hayalimdeki şehiri kurmaya çalışırken çok iyi zemin etütlerinden geçirip jeolojisini, coğrafyasını ince eleyip sık dokuyıp nakış nakış dokunan, dirlikte yol alan hakkaniyetsizlikleri, düşmanlıkları yok eden barış, esenlik ve kardeşlik penceresinde imar edilecek bu şehir, imanla, ilim, irfan ve iyiniyetle ışık saçacak huzuru tesisini kendi sağlayacak bireylerle adaleti ile herkesin yaşamak isteyeceği bir kent. Tabii ki İslam sancağı altında Müslüman olsun olmasın kuranı Kerim’in hükümleri ve peygamber efendimiz Sallallahü aleyhivesellem Hadisleri ve hoşgörüsü güzel ahlakı ile yönetilecek bir şehir.

Bu şehir hayali değil hayatın ta içinde herkezin kalbine nüfuz ediyor. Sokak başlarında devriye gezen ekip arabalarını değil, insanların omuzlarındaki yazıcı meleklerin ve el basrinin kendilerini gördüğünü Bilerek kötülüğe yaklaşmadıkları bir şehir. Farklı din, mezheplerin mensuplarının da toprağın da emniyet ve huzur bulduğun şehir. MOBESE’lerle, farklı güvenlik kameralarla değil, güvenliğin vicdanlarını sağlandığI bir şehir. Kaosun, Kavganın, karaborsanın, uyuşturucu, alkol ve hırsızlığın olmadığı istikrar ve dirliğin olduğu bir şehir… Karanlığında cehalet ve küfürün at koşturdu değil, bereketin letatenin, tevazunun ve alçakgönüllülüğün karanlığından sabahlarını açtığı bir şehir. Tabii ki bu şehir aklı selim ve temiz düzeni sağlayıp kalplere teysir Edip kardeşlik bilinci ile imanla ünsiyeti çoğaltıyor bu şehir. Bunuda çok iyi biliyoruz ki şehrimizin etrafında gezinen düşmanları yok edemeyiz belki ama şehrimizin etrafını dostluk sularıyla Önersek iyilik ve doğrulukla sağlamlaştırır askerlerimizi de hazır tutarsak cihan şehrimiz imanlı kalpleri emanet; kalplerde şehrin doğruluğuna.

Kent

Zaman halkasında tayy-ı mekan oluyor. Vefayı hatırlatarak ihanetten kurtuluyor. Olmaması gerekenler değil, olması gerekenler şaşırtıyorsa, gecenin karanlığında rahatça dolaşan bir insanın, iş gününün sonunda meyve ve sebzelerin üstüne örtmeyip  sokakta bırakan manavın; Bilmediği kaldırın ve sokaklarda bir oyuna kendini kaptırıp korkusuzca oynayan çocuğun veyahut eşyasını unuttu yere saatler hatta günler sonra döndüğünde onu bulan kişinin görüntüsü bize inandırıcı gelseydi, her şeyin doğru gittiğini şaşırmazdık. Şimdi de aklımıza emanet edilen idrakdan bahsedelim. Yedi gün 24 saat dikenli teller ve Kulelerle güvenliğini tesis eden akıl bu emin şehrin haricinde her yerde güvensizlik endişe fısıltılar içinde yaşayıp gidecektir.

Şehrimizi tarım arazilerini ekip su baskınlarında korumak için kanallar yapıp çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirip dünyaya ihracat etmemiz halkın üretim ve ticaret faaliyetlerini şehrin tam gücüyle desteklemek, ipek, kumaş, deri, kağıt çeşitli yağlar ve ilaç üretimleriyle, aktarlar, kitapçılar, Sarraflar gibi her meslek erbabının ayrı ayrı örgütlendiği çarşılarda da Ünsalan bir ticaret merkezi haline getirmek ilim ve sanatla muhteşem camileri ve Kasırlarıyla, medreseleri ve zengin kütüphaneleri ile Rasathaneleriyle dillere destan etmemizdir. Vaad ettiğimiz ilim ve kültür ortamı bilim insanlarını ve sanat Erbaplarına cezbedip hayalimizdeki şehrin kalkınmasını ve armağan olarak nesillere kalmasına vesile olmasını temin ederim. Hayalimin zirveye ulaştığı bu noktada bu devirde emareden ilerleye ilerleye Rabbime mutmain olarak yazımı siz değerli okurlarımıza emanet eder sevgilerimi ve 

saygılarımı sunarım.

Yusuf İslam Burhan

www.musabyasirozen.com.tr

SOSYOLOJİK AÇIDAN SUÇ DÜNYASI

SOSYOLOJİK AÇIDAN SUÇ DÜNYASI

Habil ve Kabil Arasında yaşanan menfi hadise ile başlayan cürüm (suç) Silsilesi, günümüz 20. yüzyılda kendini geliştirmiş, çoğaltmış ve bir çok sosyolojik parametrelerinde Etkisi ile kentleşmenin güçlü olduğu demografik yapılarda yerini almıştır. Bugün küresel çaptaki sağlık kuruluşlarının genç kitleler üzerindeki araştırmaları neticesinde uyuşturucu, alkol, antidepresan, kullanımları rekor seviyelere ulaşmış olup; Suç işleme, suça bağımlılık, çeteleşme ve benzeri kent otoritelerinin bünyesinde var olabilme amaçlı suç çeşitliliği ciddi oranda artış yakalamıştır. Özellikle gelişmiş metropol ortamlarında bu yapılar kemikleşmiş bir yapı haline almıştır.

Suçun genel olarak ulaştığı kültürler; Alt kültür olarak tanımlanan kendini geliştirememiş, eğitimsiz, vizyonsuz, varoş semti ve çevrelerinde yaşayan, çok Çocuklu ailelerde yetişmiş, anne veya babasını erken yaşta kaybeden, ani ölüm ve tramva hikayeleri olan aile içinde geçimsizlik ve şiddetin olduğu. Ailede sevgi dengesinin olmadığı, sigara, alkol, uyuşturucu kullanımının aşikar sergilendiği, maddi geçim sıkıntısının yaşandığı, oturulan bölgenin kültür ve bilinç seviyesinin düşük olduğu ayrı tiplerinin oluşturduğu kültürel çevrelerdir. Alt kültür olarak nitelendirilen Bu toplumlar özellikle kent ortamında hissedilen ekonomik farklılıklar, hızla gelişen Sanayi ve teknolojinin ezici yapısı, gelir dağılımındaki ciddi eşitsizlikler ve finansal yapıya. Dayalı çeşitli SORUNLAR, şehir ortamında bireyin kendi varlığını, yaşamına, ailesini sorgular hale getirmiştir. Toplumların sistemleşen bu yapıların da bireylere yönelik etki eden faktörleri neticesinde kişi psikolojik bir buhrana girerek; Farklılaşma, normalin dışına Çıkma, bir kurtuluş reçetesi bulma gibi yollara girmektedir.

SOSYOLOJİK AÇIDAN SUÇ DÜNYASI

Bu dürtülerini de normal ve olan toplum yapılarına yabancılaşarak normaliteyi ötekileştirerek ortaya çıkartır. Bu tramvatik içsel modelleme ve değişimler zamanla içselleştir ve bir yaşam felsefesi haline alır. Gerekli eğitim ve analitik düşünce yapısına sahip olmayan birey suç dünyasının kapısını aralamaya başlamış, her türlü anormal iş, oluş, eyleme fikri olarak hazır hale gelmiştir. Yıllardır yetiştiği kültürel yapı kişiye aşağılık kompleksi empoze etmiş, kendine ve çevresine yeterli olamama, var olma çabasındaki başarısızlık, kendini ruhen gerçekleştirememe gibi bilinçaltı takıntıları artık kontrolü ele geçirmiştir. Kişi bu ruhsal takıntılar nedeni ile adeta kör olmuş Doğruyu-yanlışı ayırt edemez bir hale bürünmüştür. Bugün Siri’yi katillerin üzerinde yapılan araştırmalarda, görülen o ki seri katillerin çoğu nesepsiz düzgün bir ilişkiden doğmamış, baba genellikle belli değil Varsada sağlıklı bir ruh hali yok, sapkın bir ebeveynden taciz görme ihtimali yüksek tipler olduğu anlaşılmıştır. Yine yapılan uluslararası araştırmalar hayat kadınlığı adı altında çok eşli yaşam biçimi olan kadın bireyler ve seri katillerin amigdalalarının diğer insanlara göre %17 daha küçük olduğunu gösteriyor. Normal insanlara göre korkmaları ve karşı tarafla empati kurmaları normal bir beyin yapısındaki kişiye göre çok daha zor. Bu Profillerin oluşmasındaki başlıca etken, aile ortamında yaşanılan tehdit, hakaret ve taciz gibi vakalar sebebiyle kişinin sürekli kanına karışan stres hormonu kortizol ve adrenalin Stres hormonu ile dolup taşan kanda beslenen beynin normal bir beyin amigdalasından Daha küçük olması gayet olağan. ( Kurbanlıklar İslami kesime göre sakin ve sevinerek kesilir…

SOSYOLOJİK AÇIDAN SUÇ DÜNYASI

Ete kortizol sinir hormonu karışmaması içindir) Bugün özellikle gençler üzerinde yapılan anketlerde kolay para kazanma, şöhret olma duygularının yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Yasadışı her türlü fiile sevk eden bu hülyalar kişileri adeta canavarlaştırmaktadır. Sosyal medya ve görsel basın da toplumlara bir. Önder, lider gibi empoze edilen sözde mafya serkeşlerine özenilmekte bir çare, kurtuluş olarak bu çetelere üye olunmaktadır. Gençlerdeki bu tecrübesizliği ve buhranı iyi görebilen inançsız ve kimliksiz müşteriler gençler kullanmakta, bir çok ailenin ocağını söndürmekle Toplumsal yapıyı zehirlemektedirler. Bugün günümüz Türkiyesinde uyuşturucu satışları ilkokul seviyelerine inmiş, hovardacılık iş adamlığı olmuş, hırsızı tefecisi itibara erişmiştir. Öyle ki bu profiller ellerindeki türlü programda aletleri ile gerek sosyal medyadan gerekse çeşitli iletişim araçlarıyla alt kültürlerde kimlik bulup, yer edinebilmiştir. Son zamanlarda artan sosyal medya gücü internet kullanımının çoğalması, kitlesel iletişimin hızlanması da bazı art niyetlerin propagandalarına Hizmet etmektedir. Terör örgütleri, suç örgütleri din pazarlamacısı gruplar, vatan-millet-Sakarya naralarıyla bir nesli tüketmektedir.

Beyinleri yıkanan 1000’ler daha ne olduğunu anlamadan hapishane, hastane köşelerinde yitip gitmektedirler. Global çaptaki terör örgütlerinin coğrafi olarak örgütlendiği belgeler incelendiğinde gelişmemiş kırsal bölgelerin çoğunlukta olduğu görülecektir PKK‘nın Ülkemiz doğu bölgesindeki etkisi buna misal olarak gösterilebilir. Kentleşmenin güçlü olduğu şehirlerde, gelişimi yakalayamamış ilçeler içinde aynı şeyler geçerlidir. Sonuç ise özetle savaş, bölücülük, cinayet, uyuşturucu, alkol, zina, rüşvet, kumar, Fal, gelecekten ve geçmişten endişe, yalancılık, yalnızlık, korku, intihar, işkence, bunalma, kötü muamele, boşanma, kan davası, ruh hastalıkları…

M.YASİR ÖZEN

www.musabyasirozen.com.tr

 

error: İçerik korunuyor !!!